Benlik Kavramıyla İlgili Bilmeniz Gerekenler

Benlik kavramı, yalnızca sosyal ve davranışsal bilimlere değil, insanın kendini tanıma yolculuğuna da konu olmuş, üzerinde yaygın olarak çalışılmış bir kavramdır. Benlik konusunda, Eflatun zamanlarına kadar uzanan günümüzde de halen varlığını sürdüren tartışmalar mevcuttur. Ancak tabii ki benlik probleminin dayandığı, doğulu yazarların ilgilerinin bulunduğu bir öncesi de vardır. Çünkü benlik, anlamı itibariyle dinamik bir kavramdır. Günümüze kadar süregelen bu tartışmaların esas sebebi ise temelinde yatan zamana ve zihinlere dayalı gösterdiği bu değişikliklerdir.

Psikoloji bilimi içerisinde ‘’benlik’’ kavramını ele alacak olursak ilk kapsamlı incelemenin William James (1890) tarafından yapıldığını görüyoruz. Psikolojide işlevselcilik akımının öncüsü olan William James, bu ilk incelemeyi ‘’Psikolojinin Prensipleri’’ kitabının ‘’Benliğin Bilinci’’ başlıklı bölümünde gerçekleştirmiştir. James, benlik kavramını bir kavram olmaktan öteye taşımış, insan davranışlarını anlamlandırmak için benliği bir tanım olarak vurgulamıştır.

Benlik Kavramı

  ‘’Ben kimim?’’ ile başlayan bir oluşumdur benlik. Kim olduğumuza dair fikirlerimiz vardır elbette.

Ancak kim olduğumuza dair sahip olduğumuz bilgiler ne kadar yeterlidir?

Ya da bu bilgi alma süreci yetinilecek kadar sınırlı mıdır?

Bu soruya yanıt vermenin tek bir yolu da tek bir cevabı da yoktur. Benlikle ilgili keşfimiz, canlı ve sosyal bir varlık olarak hayata devam ettiğimiz müddetçe sürer. Çünkü yaşadığımız müddetçe varızdır ve yaşadığımız süre içerisinde ‘’ben’’ olabilmenin bir sonu yoktur.

İnsan, içiyle dışıyla bütün bir varlıktır. İç varlığın bütününü ortaya çıkaran bir kavram olarak ‘’benlik’’ karşımıza çıkar. Kişinin kendisine dair bilinç, düşünce ve inançlarıyla ilgilidir. İnsanı sosyal bir varlık kılan bulunduğu sosyal ortam ve bu ortamda insana ait olan sosyal bir kimlik vardır.

Benlik kavramı da Rosenberg’in açıkladığı gibi bireyin sosyal kimliğini belirler. Kim olduğumuz, ne olmak istediğimiz ve ne yapmamız gerektiği şeklindeki sorulara verilen yanıtlar ve esasında bu yanıt süreci benliğimizi oluşturur. Ancak benlik oluşumu tamamen sınırlı olmadığı gibi hiçbir zaman kişiyle de sınırlı olmamıştır. Toplumun da benlik üzerinde biçimlendirici bir etkisi bulunmaktadır. İçinde yaşanılan toplum, kültür gibi sosyal etkenler benliğin oluşumunda etkin rol oynamaktadır. İnsanlar kendi tutum ve değerlerine karşı toplumun ona biçtiği tutum ve değerleri öncelikli görebilirler. Kendine göre değil, topluma göre birey olmayı tercih eden pek çok insan bulunmaktadır. Toplum için kendi kişisel kurallarını çiğnerler ve grup normlarına bağlı kalırlar. Kendi benliklerinden uzaklaşmış insanlar için, toplumun onlar için ne düşündüğü, kim oldukları hakkındaki yorumu kendi düşüncelerinden daha önemli hale gelmiştir.

ETKİN BENLİK

Benliğin en önemli işlevlerinden birisi, kişinin kendini yönlendirebilme ve kontrol edebilme gücüdür. ‘’Özdenetim’’ olarak isimlendirilen bu güç için kişinin öncelikle kendisinin farkında olması gerekir. Özdenetime sahip olmayan insanların topluma uyum sağlayabilmesi çok zordur. Mevcut durumunun ne olduğunu bilmeyen insan nasıl davranacağını ve ne istediğini de bilemez. Kontrolden çıkan bir arabanın kazaya sebep olması nasıl kaçınılmazsa  özdenetim yoksunluğunda da sosyal ve toplumsal ilişkilerdeki kazalar kaçınılmaz olacaktır. Düşüncelerimize, duygularımıza, kendimize hükmetmediğimiz müddetçe onlar bize hükmeder ve kendi kendimizin esiri olmaktan kurtulamayız. Benliği doğru bir şekilde yönlendirmek, onu ihtiyaçlarıyla, istekleriyle bir arada ve dengede tutabilmek, bireyin benliğinin etkin kullanılabilmesini sağlar ve hasarlar almasını önler.

BENLİK SAYGISI

Benlik saygısı, kişinin kendini ne kadar olumlu bir yönde değerlendirdiği ve ele alabildiğiyle ilgilidir. Çiğdem Kağıtçıbaşı’nın ifadesiyle benlik saygısı, bir çeşit motivasyondur aslında. Her insan biriciktir, tektir. Bunun farkında olan ve değerine varan insanın yüksek benlik saygısına ulaşması çok da zor olmayacaktır. Kendisini artısıyla eksisiyle, doğruları ve yanlışlarıyla kabul eden, değerini eksiltmeyen insanın benlik saygısı yüksek olur. Genel benlik saygısı tamamen olumlu bir algılamadan ibaret değil, kişinin kendisini olumlu algılarken hangi özellikleriyle olumlu olarak algıladığı ve bu özelliklerini nasıl değerlendirdiğiyle ilişkilidir.

  • Benlik saygısının oluşumunu belirleyen önemli noktalardan biri de ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkidir. Anne-babasının kendisini sevdiğini, güvendiğini, ilgilendiğini ve değer verdiğini gören çocuk da kendisini sevecek ve sevgiye, ilgiye, güvene layık biri olarak görecektir. Aksi bir durumda, yani ebeveynlerinden sevgi ve kabul görmeyen çocuk düşük bir benlik saygısı geliştirecektir. Düşük benlik saygısı geliştiren çocuklarda, yetişkinliklerinde de onlarla beraber gelecek olan her şeyi olumsuz değerlendirme eğilimi oluşacaktır. İnisiyatif almaktan kaçınan, karar alabilmekle ilgili ciddi sıkıntılarla yüzleşen ve en önemlisi ‘’birey olabilmek’’ ile ilgili ciddi sorunları olan, benliklerinden uzaklaşmış yetişkinlere dönüşeceklerdir. Benlik saygısı azaldıkça birey özdenetimini de yitirir ve benliğini etkin bir şekilde kullanamaz hale gelir. Ve bir üst başlıkta bahsettiğimiz o olası kaza gerçekleşir.

 

  •    Yüksek benlik saygısı ise bireyi daha atılgan daha girişken ve ön planda kılar. Kendi duygu ve düşüncelerini toplumun ona sunduklarından öncelikli kılar. Sosyal etkiye karşı daha fazla direnç gösterirler. Yüksek benlik saygısı avantajları olan, bireyi öncelikli kılan bir durumken her zaman olumlu sonuçlar da doğurmayabiliyor. Kişinin duygusal durumu, sosyal ilişkileri ve öğrenme, keşfetme isteği zamanla eksilebilir ve birey yüksek benlik saygısının altında ezilebilir, kaybolabilir. Önemli olan; kişinin ne olduğunu ve ne olmak istediğini bilerek, kendisinden uzaklaşmadan tanıyarak ve önemseyerek ortaya koyduğu gerçekçi bir benlik saygısına sahip olabilmesidir.

Kaynakça ve İleri Okuma:

  • Dünden Bugüne İnsan ve İnsanlar (Prof. Dr. Çiğdem KAĞITÇIBAŞI)
  • Benlik Kavramı ve Bireyin Yaşamındaki Etkileri, Esra Arslan
  • Bir Derleme: Benlik Kavramına İlişkin Bazı Yaklaşımlar ve Tanımlamalar, Hanzade Aslan-Yılmaz

 

 

          Yazar: Duygu Yeşim ÖZTÜRK

 

Yorum yapın