Deliryum, tıpta ilk tanınan ve 2000’li yıllardan beri bilinen ruhsal hastalıklardan biridir. Akut beyin rahatsızlığı olarak tanımlanan ve Latince’de normallikten uzaklaşma anlamına gelen bu bozukluk, herhangi bir nedenle beyni kısa sürede etkisi altına alabilmektedir. Başka hastalıklara bağlı olarak belirebilen bu sendromda bilinç ve davranış bozuklukları gözlenir.
Deliryumun Sıklık ve Yaygınlığı
Kafa travmaları, zehirlenmeler ve enfeksiyonların yoğun olduğu sağlık kuruluşlarında, acil servis, yoğun bakım, dahiliye veya sağlık hizmetlerinin yeteri düzeyde olmadığı topluluklarda deliryum rastlantısı oldukça yüksek orandadır.Bunama çeşitleri, beyin ya da damarda görülen kanama ve tıkanıklıklar, alkol etkeni gibi beyni doğrudan etkileyen sebepler de deliryumu tetikleyen etkenler arasında yer almaktadır..
Deliryum, genellikle 40 yaş üzerindeki kişilerde yaygın olarak görülüp;70 yaş üzerinde ise daha yüksek ve yoğun düzeydedir.
Deliryum’da Davranış Analizi
Deliryum belirtileri içerisinde değerlendirilen deliryum etkisindeki hastalar, bilinç bulanıklığı ve algıda problemler yaşar.Bu sebepten dolayı görünümüne yansıyan ifade şaşkınlıktır.Kişi bu süreçte bellek ve düşünce işlevlerini de yerine getiremez. Konfüzyona sebebiyet veren bu durum kişinin farkındalığını da yok etmektedir.Zamanla kontrolü kaybettirir ve sergilenen davranışlarda amaç aratmamaya başlatır. Devamlı olarak yatıp-kalkma gibi tekrarlayan hareketler gözlenebilir. Kişiden kişiye değişiklik göstermekle birlikte, aktivitelerde aşırı artma veya azalmaya rastlanılır. Aşırı aktivite görülen hastalarda saldırganlık dürtüsübelirtileri görülmektedir. Bunun yanısıra gün içerisinde bilinçte ilerleme kaydeden vakalara da rastlanılmaktadır.
Deliryum Hastalığı’nda Duygudurum ve Konuşmadaki Değişiklikler
Bilişsel yetilerde problem yaşayan deliryum sendromlu hastalar ile ilişki kurmakta zorluk çekilebilmektedir. Kişilerin konuşmaları düzensizlik gösterebilir ve kopukluklarla karşılaşılabilmektedir.Bazı vakalarda ise hasta hiç konuşamamaktadır.Bu durum hastada tedirginlik, durgunluk ve korkuyu ortaya çıkarır.İleri seviyelerde yaşanan bu duygulanım depresyonu da beraberinde getirebilmektedir.Kimi hastalarda ise bu tedirginlik yerini enerjik ve neşeli bir görünüme bırakabilir.
Deliryum sürecinde kişide sempatik sistemin yoğun çalışması sonucunda yüzde kızarıklıklar ve vücutta terlemeler oluşabilmektedir.
Deliryum Tedavisi ve Sonuçları
Deliryum, devamlı olarak yoğun bakım gerektiren bir rahatsızlıktır. Deliryum tedavisinde öncelikle hastalığa etken olan organik nedenin bulunması ve bu nedene uygun tedavinin hasta üzerine yönlendirilmesi gerekir.Hastanın yalnız bırakılması,gürültülü ve loş-karanlık ortamda bulunması sakıncalı durumlardandır.Her hastalıkta olduğu gibi beslenme, deliryum tedavisinde önem arz etmektedir.Hastanın seyrine göre tedavi süreci ev ortamında da devam edebilir.Kişide ajitasyon gözlemlendiği takdirde yatıştırılması zorunlu olabilir.
Genel olarak genç vakaların çoğunda 7-30 gün içerisinde olumlu gelişmeler görülebilir fakat iyileşme dönemi yaşlılarda zaman alabilmektedir. Klinik vakalardaysa bu süreç ölümle sonuçlanabilir. Erken tanı ve müdahaleler, sonucu olumlu yönde etkilemektedir.
Yazar: Selen SAYIS
Kaynakça: Orhan, Ö.(2004),Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, 10.Baskı, Nobel Tıp Kitapevi, Ankara.