Agorafobi (Panik Bozukluk) Nedir ?
Agorafobi bir anksiyete bozukluğudur. Agorafobi Panik Bozukluk kişinin özel hayatını ve iş hayatını yani bütün yaşamını ciddi bir şekilde olumsuz etkiler. Kişiler kendilerini kapana kısılmış hisseder ya da bir çok korku nöbeti geçirir. Örneğin kapalı ya da açık alanda bunalma, göğüs sıkışması, kalabalık bir ortama girememe, baş dönmesi mide bulantısı gibi bir çok duygu hissederler. Fiziksel bir rahatsızlık olduğuna dahil bir bulgu bulunamadı şimdiye kadar, ama bir çok kişi fiziksel bir şikayeti olduğunu düşünüp sağlık kuruluşlarına baş vuruyor. Bir kişi sık sık ( bir ay ) panik atak gözlemlenirse bir agorafobi teşhisi söz konusu olabilir. Agorafobi bir çok defa panik atakla birlikte ortaya çıkar. Yukarıda da bahsettiğim gibi kapalı ya da açık alanda bu durumu biraz daha açmak gerekirse; sinema salonlarında, trende, otobüste, kalabalık içende yani bir insanın normal olarak girebileceği her yerde kendini güvende hissetmeme ve korku nöbetleri geçirmek. Bu durumda olan birine ilk teşhislerden biri agorafobi (panik bozukluk) olacaktır. Bu hastalığa ilk defa Rose adında bir kadının kendisini eve hapsetmesiyle başladı. Amerikada 1980 yollarında Rose kendini eve kapadı. Dışarı çıkmayı düşündüğü zamanlarda bile ateşi çıkıyor , terlemeye başlıyordu ve kalbi hızlı atmaya , bacaklarının titremesini kontrol altına alamıyordu. Onu normal bir insanın yaptığı dışarı çıkma eylemini düşünmesi bile böyle bir dehşete yol açıyordu. İki çocuk annesi Rose 39 yaşında ve milyonlarca insanın yaşadığı dışarı çıkma korkusunu halka açık ya da halka kapalı alanda yaşıyor.
Agorafobi (Panik Bozukluk) Nasıl Oluşur ?
Agorafobi (Panik Bozukluk) oluşumunda birçok faktör bulunmaktadır. Bunları sınıflandırırsak; Biyolojik , Genetik ve psikososyal olarak sınıflandırılabilir. Biyolojik olarak sinir sistemindeki bağlar ve bağlantılar arasında çıkan sorunlardır. Genetik olarak ortaya çıkan sorun ise bir çok hastalıkta olduğu gibi ailede herhangi birinin Agorafobi (Panik Bozukluk) olması sizin de o riski diğer insanlardan daha fazla risk altında olduğunuzu gösterir. Psikososyal ise çocukken yaşanılan travma sonucu ortaya çıkandır. Zaten bir çok hastalığın oluşmasındaki temel nedenler bu üçü etrafında dönüyor. Her yüz kişiden en az beşi bu bozukluklardan birini (Kapalı ya da açık alanda bunalma, kalabalık alanda duramam gibi) hayatında en az bir kez yaşamaktadır. Geçmişte yaşadığımız bir çok olay sizin sadece agorafobi değil bir çok hastalığı tetikleyecek travmalar vardır. Agorafobide bunlardan biridir örneğin; çok sevdiğimiz ya da değer verdiğimiz birini kazada kaybetmek ya da bir kaza yapma , saldıra uğrama , aile şiddeti, taciz gibi travmatik olaylar agorafobimin oluşumunda çok etkili nedenler olabilir. Sadece geçmişte yaşadıklarımız değil şu anda da yaşadıklarımız bizim için travma olan ayrılık kaygısı , majör depresyon, travma sonrası oluşan depresif davranışlar hepsi agorafobinin görülmesinde etkili olabilir. Depresyon sadece hastalık öncesinde görülen ve hastalığı tetikleyen değildir. Daha sonra hastalığı öğrendikten sonrada görülebilir günümüzde bir çok hastalığın hem öncesinde neden olarak hem de sonrasında yaşanılan duygunu sonucu olarak görülür. Agorafobide depresyon ve madde kullanımı eğilimi olarak daha yüksektir.
Agorafobi (Panik Bozukluk) Hastalığının Tedavisi Var Mı ?
Panik bozukluk hastalığının tedavi yöntemleri vardır. Bunlar psikoterapi yöntemlerinden biri olan bilişsel (cognitive ) terapisi bir diğeri ise bilişsel tedavinin yanında anti-depresif ilaçlarla bu yöntemler kullanılır. Sadece bilişsel tedavi uygulansa bile bu hastalığın tedavisinde çok etkili olduğu gözlemlenmiştir. Hastanın kendini sorgulamasına, korkularını üzerine giderek yenmesine yardımcı olur.
Agorafobi Bulunan Kişinin Yakınlarına Tavsiyeler
Agorafobi özel ve iş hayatını yapılan faaliyetleri bire bir etkiler. Bu yüzden arkadaş ve yakınları bu durumdan çok etkilenirler . Dışarıya çıkmak örneğin sinemaya gitmek , beraber dışarıya çıkmak , otobüse binmek gibi faaliyetler mümkün değildir. Hasta yakınları kişinin hayatında bir çok işleve yardım eder örneğin; kalabalık bir ortamda ya da alışveriş merkezinde refakat ederler. Bunlar geçici bir süre için hastaya yardım eder ama uzun süreli bir yardım değildir. Bu yüzden bir çok hastalıkta da olduğu gibi hastalığın tedavisini ya da aşamaları araştırıp hastayla daha yararlı ve tedavisinde katkı sağlayacak bir yol izlenmelidir. Tedavi sürecinde bir çok değişiklik gözlemlenebilir bu gibi değişiklikler ortak yaşanan alana (aile , iş gibi) etkileri görülür. Bu değişiklik ya da hastalığın aşamalarında bir çok yakın çevre etkilenir. Böyle bir durumda hasta yakınları kendi kendine yardım almalı , danışma gruplarına ya da psikoterapi merkezlerinden yardım alabilirler.
Yazar: Şerife ERKAN