Narsistik Kişilik Bozukluğu Nedir ?
Narsistik kişilik bozukluğu kişilik bozuklukları içerisinde genellikle genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik bağlamlarda da ortaya çıkabilen bir bozukluktur. Narsistik kişilik bozukluğunun en çok görülen ve en önemli belirleyici olan tanı ölçütü ise muhteşemlik duygusudur. Bazı araştırmacılar bu muhteşemlik duygusunun altında aslında bireyin oldukça kırılgan ve tutarsız bir benlik değeri duygusunun yatmakta olabileceğini düşünmektedirler. Buna ek olarak bazı araştırmacılar takdir edilmeye büyük bir gereksinim duymalarının da altında kırılgan benlik değeri duygusunun düzenlenmeye ve korunmasına yardım ediyor olabileceğini öne sürmektedirler.
Narsistik Kişilik Bozukluğu’na Sahip Kişilerin Özellikleri
Narsistik kişilik bozukluğu olan bireylerin özellikleri içerisinde genellikle ben merkezcilik görülmektedir yani bütün ilgi kendiside olsun isterler ve bu yüzden başkaları ile empati kurmaktan kaçınırlar. Narsistik kişilik bozukluğuna sahip insanlar genelde karşısındaki insanın ne düşündüğünü umursamak istemezler sadece kendi düşüncelerinin ve davranışlarının önemli olduğunu düşünürler. Aynı zamanda da dünyanın onların etrafında döndüğünü, herkesin ona ilgi göstermesi gerektiğini, onu övmesi gerektiğini, kendisinin eşsiz biri olduğunu düşünürler. Kendinden emin tutumları nedeniyle başkalarının kusurlarını affetmek istemezler ve onları sadece yüksek statülü insanların anlayabileceğini düşünürler bu yüzden de sadece yüksek statülü insanlarla arkadaşlık etmeye çalışırlar.
Narsistik Kişilik Bozukluğu’nun Ortaya Çıkışı
Narsisizim kavramı yunan mitolojisinden gelmektedir. Narkissos bir gün su kıyısına gider ve suya bakınca kendisinin sudaki yansımasını görür ve kendine aşık olmaya başlar. Sudaki aşkına kavuşmak adına suya sarılmaya çalışır ve ansızın suya düşer ve boğularak hayatını kaybeder. Böylelikle narsisizim kavramı narkissos’dan gelmektedir. Narsisizim kavramını ilk kez 1898 yılında psikanalist Ellis tarafından tanıtılmış ve daha sonra psikolojide kullanılmaya başlamıştır. Narsistik kişilik yapısı kelimesi ise 1967 yılında Kernberg tarafından ortaya atılmıştır ve ilk olarak 1968 yılında Heinz Kohut tarafından ortaya atılan narsistik kişilik bozukluğu ortaya çıkmıştır.
Narsist kişilik bozukluğunun ortaya çıkmasındaki belkide en önemli sebeplerden biri de çocukların küçük yaşlarda annesini kaybetmesi ya da anne tarafından reddedilmesi yüzünden anneyle eşduyum yapılamamış olmasının bu bozukluğun gelişmesinde önemli etkisi olduğu düşünüşmektedir.
Narsistik Kişilik Bozukluğu Üzerine Tartışmalar/Fikirler
Narsistik kişilik bozukluğu üzerine birçok araştırmacı ve psikiyatrist tarafından fikirler ortaya atılmıştır. Bu fikirlerden bazıları şunlardır; Khout narsist kişilik bozukluğununu gerçek dünyanın düş kırıklıklarıyla yeterince karşılaşamama olarak açıklamaktadır. Ayrıca Khout narsistik kişilik bozukluğunun kökeninde yatan nedenin kişinin “benlik yapısındaki temel kusur” olarak ifade etmektedir. Theodore Millon ise narsist kişilik bozukluğu, anne ve babanın gerçekçi olmayan aşırı değer biçmesinden kaynaklandığını savunuyor. Sigmund Freud, narsisizmi; dış dünyadan çekilen libidonun benliğe yönetilmesiyle ortaya çıkan bir durum olarak açıklamaktadır.
Narsistik Kişilik Bozukluğu Belirtileri
Narsistik kişilik bozukluğu belirtileri içerisinde aşağıdaki maddeleri saymak mümkündür:
- Kendini diğer herkesten üstün görür
- Her şeyi abartarak anlatırlar
- En mükemmel kişi olmayı isterler
- Empati kuramazlar
- Ben merkezcidirler
- Beğenilme ve sevilme ihtiyacı vardır
- Takdir edilmeme endişesi duyarlar
- Başkalarının yetenek ve başarısını küçümser
- Övgü ve takdir edilmeye muhtaçtırlar
- Kendi yetenek ve başarılarına değer verir
- Başkalarını kıskanırlar
- Başkalarına saygısızca davranırlar
- Kendini aşırı beğenir ve beğenilmek isterler
- Sürekli ilgi ve onay bekler
- Kolaylıkla alınırlar
- Eleştirilmeyi sevmezler, eleştiriye öfkeyle karşı çıkarlar
Narsistik Kişilik Bozukluğu’nun Tedavisi
Narsistik kişilik bozukluğunun tedavisi ve hedefe ulaşmak oldukça zordur. Genellikle ilaç veya terapi yöntemiyle tedavi edilmeye çalışılmaktadır. Bunlara ek olarak da tanı koyarken objektif ve projektif testlerden de yararlanılabilir. Projektif testler arasından narsistik kişilik bozukluğunda en çok Rorschach testi kullanılmaktadır. Narsistik kişilik bozukluğu olan bireylerde genellikle iletişim kurmada ve sürdürmede zorluklar yaşadıkları için terapist ile ilişkilerinde de sıkıntı olur ve terapi süreci oldukça zor ilerler.
Narsistik kişilik bozukluğu olan bireyler de iç görü (Bir hastalığı olduğunu kabullenen ve semptomlarının farkına varan kişi iç görü sahibidir.) genellikle olmamaktadır. Bu yüzden hastalığı olduğunu kabul etmekte zorlanırlar ve karşıda ki kişiye saldırgan davranışlar sergileyebilmektedirler. Terapi sırasında aniden öfkelenebilirler bu yüzden terapi süreci özenli ve dikkatli bir şekilde ilerlemesi bireye bu süreci atlatmasında yardımcı olabilir. Genellikle de psikiyatriste veya psikolog ofislerine başkasının isteği üzerine gelirler ve bu yüzden terapide bir beklenti içinde olmazlar daha sonra da terapistin yeteri kadar iyi olmadığını düşünüp terapiyi bırakmaları oldukça olağandır.
Kaynakça ve İleri Okuma:
- Narsisizm ve Narsisizmle İlgili Araştırmalar Üzerine Bir Gözden Geçirme, İrem Erdem Atak
Yazar: Feyza COFCOF