Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)

Travma sonrası stres bozukluğu, DSM-IV’te, gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır yaralanma, bireyin fiziksel bütünlüğünü tehdit eden bir durumla karşılaşması, böyle bir duruma tanık olma gibi ağır travmatik olaylardan sonra ortaya çıkabilen, özgül semptomlarla kendini gösteren bir tablo olarak tanımlanmaktadır. Semptomları üç aydan kısa sürdüğünde akut, daha uzun sürerse kronik Travma Sonrası Stres Bozukluğu(TSSB) adı verilir.

 

Travmatik bir olaydan sonra yaşam artık eskisi gibi değildir. Travma yaşayan bireyler, tam anlamıyla bir dönüşüme uğrarlar. Kimlikleri, fizyolojik tepkileri, duygulanımları, hayata dair bakış açıları büyük bir değişim içerisine girmiştir. Yaşadıkları o büyük korku, güçsüzlük, güven ve kontrol kaybı unutamayacakları kalıcı bir öğrenme deneyimi olmuştur. Travma sonrası stres bozukluğu(TSSB), travmatik bir olayın ardından gelişen anksiyete ve depresyondan oluşur. Birey genellikle travmatik olayı zorlayıcı ve tekrarlayıcı bir şekilde anımsamak-unutmak, yaklaşmak-kaçınmak üzere çatışma ve çelişkili bir gayret içerisindedir. 

 

Zorlayıcı ve tetikleyici duruma karşı verilen ani tepki, şok durumudur. Bu bir çeşit duygusal ve zihinsel kısa devredir. Bu akut basamakta insanlar, hissizlik ve inanmazlık, aşırı duygusal tepkiler ve bir zihinsel çöküş yaşarlar. Yeni gerçekliğin, durumun bilişsel anlamda kavranması/sindirilmesi zaman alacaktır. Ancak sonunda acı veren gerçeklik anlaşıldığında, fiziki bir özlem ve reddediş, korku ve öfkenin yanı sıra derin bir boşluk ve kayıptan ortaya çıkan tepkisel bir süreç yaşanır. Aşırı acı veren duygular, anılar, imgeler bilinç ve farkındalığın dışına itilir, bedende yabancı maddeler gibi psikosomatik bulgular şeklinde saklanıp kalırlar. Bazıları ise acı veren yaşantı ile yeterince bütünleşmekte yeterli kalamazlar. Sonucunda bir dağınıklık, umutsuzluk durumuna saplanıp kalırlar. Normal beyin sürprize şaşkınlıkla tepki verir ancak psikolojik sürpriz testlerine göre yorgun, sinirlenmiş ve makinelerin etkisindeki insanlar, daha da yetersizdir. Ne hazırda bir tepkileri, ne de nereden geldiği belli olmayan ani darbelere karşı sunacakları düzenli, zeki bir tepkileri vardır.     

Psikodramayı bir grup terapisi yöntemine dönüştüren kuramcı Moreno’nun dediği gibi:

 ‘’İnsanlar, gafil avlanınca; korku dolu, şaşkın davranırlar. Yanlış yanıtlar üretirler ya da hiç yanıt vermezler.’’

 

Kaynakça: https://www.journalagent.com/kpd/pdfs/KPD_2_1_34_41.pdf

Yazar: Duygu Yeşim ÖZTÜRK

Yorum yapın