Uyma davranışı hayatımızı birçok yönden etkileyen önemli bir kavramdır. Bir başkasının esnerken sizin de esnediğinizi, mutlu birinin yanındayken daha mutlu hissettiğinizi veyahut depresyonda olduğunu söyleyen bir bireyin yanında içinizin daraldığını ve en önemlisi de belki bir başkası yapıyor diye kendi davranış ve düşüncelerinizi değiştirmenizin sebebini hiç düşündünüz mü? Sayılan örnekler uyma davranışı içerisine girmektedir. Genel olarak bilimsel bir tanım yapacak olursak uyma; bir bireyin davranış, duygu ya da düşüncelerini belirli bir grup standardında olacak şekilde diğerlerine ‘daha fazla benzetme’ eğilimidir. Özellikle bulunulan toplumun yapısı ve kültürel normlarından etkilenen uyma, tektiplik ile karıştırılmamalıdır. Örneğin birçok Amerikalı sabahları kahve, bir çok Türk ise çay içer fakat bunu uyma amaçlı değil hoşlandıkları için yaparlar. Dolayısıyla her tektiplik bir uyma göstergesi değildir.
Uyma Davranışı Üzerine Yapılan Deneyler
Muzafer Sherif Otokinetik Deneyi (1936):
Muzaffer Sherif Başoğlu’nun aslında adı Muzaffer Şerif’tir ve Ödemişli Türk bir bilimcidir. Şerif 16 Mart 1944’te derslerinde siyasi propaganda yaptığı ve komünist olduğu gerekçesiyle tutuklanmıştır. 27 yıla mahkum edilen Şerif Harvard’dan arkadaşı olan bir diplomat sayesinde beraat etmiş ve sonrasında çalışmalarına Türkiye’de davam edemeyeceğini düşünüp ABD’ye göç etmiştir. Çalışmalarına ABD’de devam eden Muzaffer Şerif yaptığı deneylerle adını ABD’de yaymış ve Şerif olan ismi batıda Sherif olarak yayılmıştır
Uyma konusundaki bu ilk dönem deneyi Columbia Üniversitesinde Muzafer Sherif tarafından yapılmıştır ve sosyal psikolojinin gelişmesi ve yayılmasında çok önemli bir yeri vardır.
Otokinetik illüzyona dayanan bu deneyde katılımcılar karanlık bir ortamdadırlar ve bu karanlık ortamda katılımcıların önünde sabit bir ışık noktası vardır. Katılımcılardan beklenen ışığın hareket ettiği anda yanlarında bulunan düğmeye basmalarıdır. Gözdeki istemsiz küçük hareketler sebebiyle sabit durak ışık noktası karanlık ortamda az bir miktar hareket ediyormuş gibi görünür. Katılımcılardan beklenen bir diğer istek ise bu hareketin hangi yöne ne miktarda olduğuna dair bilgi vermeleridir. İlk deneyde tek bulunan katılımcılar deney ne kadar tekrar edilirse edilsin sorulan sorulara sürekli kendi doğru bildiği cevabı vermiştir ve değiştirmemiştir. Deneyin ikinci evresinde bireyler başta tek tek daha sonra ise grup halinde alınırlar. Grupta bir kişi gerçek katılımcı diğerleri ise deneyi gerçekleştiren kişi ile anlaşmalı olan tek tip cevap verecek haberli katılımcılardır. İşte burada deney etkisini gösteriyor. Gerçek katılımcı haberli katılımcılar arasında kendi düşüncesini değiştirip haberli katılımcıların düşüncesine uymaya başlıyor. Dolayısıyla deney sonucu sosyal etkinin davranışlarımız ve düşüncelerimiz üzerideki etkisine vurgu yapıyor.
Solomon Asch Klasik Uyma Deneyi (1951 ve 1956):
Solomon Asch 1951’de bir görsel algı testi geliştirdi ve uymanın davranış üzerindeki etkisini araştırmayı amaçladı. Görsel yargı deneyine katılacağı belirtilen bir gerçek katılımcı 6 haberli katılımcıyla beraber bir odaya alındı ve önlerine konan 3 farklı çizginin hangisinin öbür kartta bulunan çizgiyle uyduğu soruldu. Haberli katılımcılar tek tip yanlış cevabı vermekteydi. İşte bu deneyde de gerçek katılımcıların düşüncesini ve davranışını değiştirecek bir uyma söz konusu oldu. Gerçek katılımcıların 3’de 1’inden daha fazlası kendi düşüncelerini grubun düşüncesine uyacak şekilde değiştirmiştir. Burada haberli katılımcıların sayısı da deneyin sonucunu etkilemiştir. Haberli katılımcı sayısı 4’e gelene kadar her eklenen katılımcı uyma eğilimini biraz daha arttırmış, 4 ‘ten sonra eklenen katılımcı sayısı uyma eğilimini etkilememiştir.
1955’te deneyin bir sonraki kısmında haberli katılımcılardan sadece bir tanesi gerçek katılımcı ile aynı düşünceyi belirtmiştir. Bu durumda çoğunluğun verdiği cevaba verilen uyumda azalma görülmüştür.
Bu deney farklı kültürlerde farklı sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Japonya gibi toplulukçu kültürlerde uyma daha fazlayken Amerika gibi bireysel kültürlerde uyma daha azdır.
Düşüncelerin sesli olarak ifade edildiği durumlarda ise uyma davranışı kadınlarda erkeklere oranla bir miktar daha fazladır.
Uyma Davranışını Etkileyen Faktörler Nelerdir ?
- Normatif Sosyal Etki: İnsanlar; reddedilmekten kaçınmak, herkesçe sevilmek ve onaylanmak adına davranışlarımızı sosyal normlara uydurma ihtiyacı içerisindedirler. Bunun sebebi; farklı olmak yalnız kalmak gibi insanın ruh hali adına risk durumu taşıyan ağır bedellere neden olmasıdır.
- Bilgilendirici Sosyal Etki: Uyma davranışını etkileyen faktörlerden bir diğeri ise bilgilendirici sosyal etkidir. Belirsizliğin olduğu ve tam olarak kendi fikrimizin olmadığı durumlarda davranış ve düşüncelerimizi diğer insanlara uyacak biçimde yönlendiririz bu durum bilgilendirici sosyal etkiden kaynaklanır.
UYUM DAVRANIŞINA DAİR VİDEOLAR:
Yazar: Sinem ŞENER
Tebrikler